ADANA İL MEM ARGE

ÖĞRETMENİMİN HATIRA DEFTERİ

ÖĞRETMENİMİN HATIRA DEFTERİ

ÖĞRETMENİMİN HATIRA DEFTERİ 

       Upuzun bir masa. Masada İl Milli Eğitim Müdürü,  idareci ve öğretmenler.

        Bir de "Öğretmenimin Hatıra Defteri" konulmuş masaya...

        Her biri bir yazar olmuş, ölümsüzlüğü yakalamak istercesine anılarını koymuş masaya.

       2008 Yılında Çankaya'da, Şube Müdürü iken ,       " Anı Kitabı" yazılmasını istemiş. Bu fikir Ayşe öğretmen ve arkadaşları tarafından hayata geçirilmiş. Kitabı önünde bulan Müdürümüz, Ayşe öğretmenin anılarında kendi öğretmenlik günlerini görmüş bire bir. Şaşkınlığı, diğer anıları da okuyunca katlanmış, "Bunlar benim anılarım.!.." demiş. Etkilenmiş. Müdürümüz Sayın Yaşar KOÇAK, o kitapta, öğretmenlerin  aynı hayatı yaşadığı düşüncesine varmış şaşırarak. 

Müdürümüz, kendi anılarını Adana'da da okumak istemiş sanki, ilk anı kitabı anısını koymuş masaya.

       Naciye Başpınar Yörük, Özgür'ü koymuş masaya. Mektuba düşen cevaplarda keşfetmiş Özgür'ü. Öğretmeninin sayesinde yitip gitmemiş Özgür, doktor olmuş.

       Kenan Gültekin, Diş Hediğini koymuş masaya.

        Masada Hacer'i hemen tanıdım. " Söz Sende Öğretmenim" de gözlerim dolarak dinlemiştim hikayesini. İbrahim Bellur öğretmenin hediyesi masa lambası öğretmen  Hacer'de yanıyor, yanmalı daha...

       Görünenin arkasında yaşanan asıl öyküyü Bekir'den öğrenmiş Levent Kıyga. Öğretmenin hayata dokundukça yaşadığının mutluluk olduğunu koymuş masaya öğretmenimiz.

       Erdinç Kahya, içe kapanık bir çocuktan avukat yapmış, bu sevinç de masada.

       Murat Yardımcı kara kışı,tipiyi,Leyla'yı koymuş masaya.

       Necla Kayıklık, keşkelerini koymuş masaya.

       Kız çocuklarını evlattan saymayan bir kültürün mağduru, türkü sesli Çidem'in öyküsü de benden . ARGE ekibi, Facebook sayfamdan seçip koymuş bunu masaya.

      Cemal Nurkut Uğureli,bir yetenek öyküsü koymuş masaya. Kürek sporu sayesinde hırslanan Cemal'in başarı öyküsü dokunaklı.

      Şube Müdürümüz Kenan Yılmaz, Bitlis'te bir resim öğretmeninin şaşırtan başarılarını anlatmış. Fotoğraf albümünde anılara yolculuğunu koymuş masaya.

      Muharrem Yanarateş mi desem Nasrettin Hoca mı bilemedim. Mizahi öyküler de konmuş masaya.

      Adem Doğantemur, kendi öğrencileri ile çocukluğuna karşılaştırmalı bir yolculuk koymuş masaya.

      Süleyman Mihricihan, ayakları kesilmekten kurtulan bir öğrencisi vesilesiyle yaşamış mutluluğu; öğretmen, başkalarının dertlerini dert edinmeli demiş, koymuş masaya.

     Selçuk Taşyürek Şube Müdürümüz bende kıssalar var alana, demiş koymuş masaya.

     Ölçüp tartıp öyle söylenmeli söz demiş, Can Terler; nedameti koymuş masaya.

     Özgül Şanal, usta işi betimlemelerle, psikolojik çözümlemelerle Berivan'ı koymuş masaya.

      Şube Müdürümüz Adem Budak, Doğuda, Güneydoğuda öğretmene güveni, derin saygıyı koymuş masaya.

      Yusuf Ziya Kınacı, İlhan'ı koymuş masaya. İlhan haritada bir noktada yaşayan insanı sorgulamış, araştırmış, öğrenmiş; dünyanın her yerinde yaşayan insanın kaygısı düşüncesine merkez olmuş.

      Gülsüm Erin Aktürk, öykü içine öykü alıp koymuş masaya. Abdullah'ın diliyle öğretmenliğin tadına varmış.

      Çetin Çakmak, renklerin dilini koymuş masaya. İbrahim'i çizdiği resimlerde kullandığı renkler sayesinde çözmüş; yitip gitmekten kurtarmış, doktor etmiş.

      Aziz Kayacı, asıl erdemin, insanlığın karşılaştığımız güçlüklerde, anlayışsızlıklarda, yokluklarda saklı olduğunu koymuş masaya. Her vedanın öğrettiği, öğretirken kavuşturduğu değeri duyurmuş öyküsünde.

      Yıldız Akman müdürümüz, kıyıya vuran  bir deniz yıldızı gibi öğrencisine nasıl ulaştığını, kurtardığını  gülümseyen sözcüklerle koymuş masaya.

       "Hayatım ders" der gibi İlknur Bayır.18'inde evlenmiş,  çevresindeki hayal kırıcılara inat 28'inde okumaya karar vermiş, çocukları ile birlikte iki üniversite bitirmiş, Adana'dan Karabük'e her hafta 10 saat , keyifle yolculuk yapmış, pedagojik formasyon için ve 44'ünde öğretmen olmuş. Kurtardığı öğrencileri koymuş masaya Felsefe öğretmenimiz.

       Van Bahçesaray desem, hemen anlarsınız kışın kardan aylarca kapanan yolları. Bunun üstüne bir de batağı, çamuru koymuş Rıfat Yazıcı; traktör arkasına takılı tanker üstünde ölümüne yolculuğu koymuş, bir de yavuz köpekleri koymuş masaya.

       Hüsnegül Doğan , Suriye göçmeni Türkmen Kızı Filiz'i koymuş, dili, dini, kökeni, inancı ne olursa olsun herkese açık öğretmen kucağını koymuş masaya; barışı, sevgiyi koymuş masaya.

      Mehmet Emin Dinçkurt müdürümüz, engeller, zorluklar, yokluklar öğretmenin mücadele gücünü kıramaz ,demiş. Meslek lisesinde başarı hikayelerini koymuş masaya.

      Öğretmen de yanılabilir demiş Cuma Özcan. Ama yanlış bilgiyle  kalmamalı öğrenci, demiş. Duvarı yite yite değiştirmiş bilgiyi. Böylece koymuş masaya.

      Öğretmen tutarlı olmalıdır, demiş Cumali İnce, masaya koymuş.

      Tekdüzeliği, monotonluğu yırtmalı, demiş Ayhan Şahin. Geziler, gözlemler sayesinde okulda değişen ikilimi anlatmış, başarıya evrilen neşeyi anlatmış, koymuş masaya.

       Yahya Demirel, kendisine örnek olan, öğretmenliği seçmesine vesile olan öğretmenine mektubunu koymuş masaya.

       Ahmet Çağlar, Medine'de,Türk Okulundaki izlenimlerini koymuş masaya.

       Hamit Şentürk Müdürümüz, gönlündeki öğretmeni koymuş masaya.

       Bir kulüp etkinliği çerçevesinde tiyatroyu getirmiş okula, Portekiz'de etkileşimlerde bulunmuş, öğrencilerine dokunuşunu koymuş masaya Ayşe Tetik de.

       Sıddıka Koca, sevgi pınarı olmuş anne olmuş öğrencilerine, koymuş masaya.

       Sabiha Özkan kendisini öğretmen yapan öğretmenini koymuş masaya.

       Aylin Atak, ücra bir köyde, müdür yetkili öğretmeni koymuş masaya.

      Tülin Çay, annesi olmayan bir çocuktan sonra anlamış her söz her yerde doğru olmaz diye, koymuş masaya.

      Nüket Özhan da Erzurum Pasinler'de müdür yetkili öğretmen olmayı koymuş masaya.

      Bayrağımızın Gölgesinde, Vatan Çocuğu gibi oyunlarda tiyatro sanatçısı öğrencim Metin, kim bilir oyunların etkisiyle belki de, astsubay olmuş, Bingöl kırsalında başının dörtte birini havan mermisine kaptırmış. Öldürmeyen Allah öldürmezmiş, aylar süren tedavinin ardından onu bir banka önünde görüşümün öyküsü var masada.

       Adnan Ateş, sevgisini vermiş öğrencilerine, baba sıcaklığını hissettirmiş, bu da konulmuş masaya.

        Fatma Açıkgöz, göçmen çocuklara öğretmenliğin farkını koymuş masaya.

        Durmuş Ağzıküçük, anlatıyor anlatıyor, yüreğimiz ağzımıza geliyor korkudan, sonunda derin bir nefes alıyoruz; bir nisan şakasını koymuş masaya.

       Abdurrahman Köse, okuyucuyu güldüren ilk 24 Kasım törenini koymuş masaya.

       Rahime Özel, şaşkın, hiçbir şey endişelendiği gibi olmamış çünkü. Kaymakam saygılı, vali anlayışlı öğretmene karşı. Terör mağduru bir köyde öğretmenliği koymuş masaya.

       Öğretmenimin Hatıra Defteri okunmalı. Eğer bir öğretmenseniz, her anı, sizin de anınız, tıpkı İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Yaşar Koçak'ın söylediği gibi. Eğer öğretmen değilseniz öğretmeni hak ettiği saygın yere koymak için mutlaka okumalı!...Öyle acele etmeden, yudum yudum......

 

KİTABA ULAŞMAK İÇİN GÖRSELE TIKLAYINIZ...

08-07-2022

Döşeme Mah. Mücahitler Caddesi Yeni Valilik Binası D Blok 1. Kat 01130 Seyhan/ADANA - 03224588371

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.